Ekim, 2019 | Erovizyon

Erkeklerde Penis Sertleşme Sorunu ve Nedenleri

Sertleşme Probleminin Psikolojik Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?

Psikolojik kökenli sertleşme sorunu olanlarda genellikle sabah erken saatlerde oluşan, gece boyunca kendiliğinden ortaya çıkan ve kendi kendini uyarmayla gerçekleşen sertleşmelerde sorun yoktur. Bu hastalarda sertleşme bozukluğu süreklilik göstermez. Zaman zaman tekrarlar tarzda, özellikle bazı durumlarla ortaya çıkar. Sertleşme bozukluğunun başlangıcında genellikle eşin kaybı, cinsel yaralanma, cinsel saldırıya uğrama, evlilik içi problemler, doğal afet veya ani gelişen ekonomik zorluklar gibi psikolojik etkenler vardır. Depresyon, yetersiz veya yanlış cinsel bilgilendirme de sertleşme bozukluğuna yol açabilir.

Sertleşme Probleminde ‘Başarabilir Miyim?’ Korkusu Bir Neden Olabilir mi?

Evet. Bu korku da psikolojik sertleşme zorluğunun bir şeklidir. Bu duruma performans anksiyetesi diyoruz. Özellikle cinsel ilişki konusunda tecrübesiz erkeklerde daha sık karşımıza çıkıyor. Bir kez başarısız cinsel ilişki yaşamış olan erkek takip eden cinsel İlişkilerinde de başarısız olacağı korkusu duyar. Bunun sonucunda gerçekten de başarısız olur. Bütün bunların ardında kişinin kendine güvensizliği yatıyor, ilişkide asıl odaklanılan konu ‘başarıya ulaşmak’ değil zevk almak ve doyuma ulaşmak olmalı.

Psikolojik Sebepler Orta Yaşlarda mı, Gençlerde mi Daha Çok Sertleşme Problemine Yol Açıyor?

Genç erkeklerde psikolojik sertleşme bozukluğu daha sık görülüyor. 50 yaş üzerindeki erkeklerde sertleşme bozukluğunun temelinde hastalıklar, kötü beslenme, sigara, alkol gibi faktörler daha çok etkili.

Fiziksel Sertleşme Zorluğu Nedir?

Ani gelişen psikolojik sertleşme bozukluğunun aksine uzun bir zaman boyunca yavaş yavaş gelişir. İstemli olarak sağlanan sertlik kaybolur. Ayrıca sabah erken saatlerde olan veya gece boyunca kendiliğinden gelişen sertleşmelerde de kayıp görülür.

Fiziksel Serleşmenin Sebepleri Nelerdir?

Kolesterol yüksekliği, kontrolsüz yüksek tansiyon, şeker hastalığı (diyabet), aşırı kilo, sigara ve alkol kullanımı en önemli sebepler.

Kalp ve Damar Hastalıkları İktidarsızlık Nedeni mi?

Kalp damarları penis damarlarıyla benzer çapa sahiptir. Kalp damarlarını etkileyerek tıkanıklığa ve kalp hastalıklarına yol açacak her bozukluk aynı zamanda penisin damarlarını da etkileyerek sertleşme bozukluğuna neden olabilir. Daha önce kalp krizi geçirmiş hastalarda sertleşme bozukluğu görülme oranı yüzde 44 ile yüzde 64 arasındadır.

Yüksek Tansiyon Mutlaka Sertleşme Sorununa Yol Açar mı?

Yüksek tansiyon (hipertansiyon) hastalarında hem sertleşme bozukluğu sık görülür, hem de bu bozukluğun şiddeti fazladır. Hipertansiyon hastalarının yüzde 60′ı, hipertansiyon ve şeker hastalığının birlikte olduğu kişilerin de yaklaşık yüzde 80′i sertleşme sorunu yaşıyor. Tansiyon hastalarının yarısını yakınında ağır derecede sertleşme sorunu var.

Hangi İlaçlar Cinsel Yaşamı Olumsuz Etkiler?

Tansiyon ilaçlarının bir kısmı, idrar söktürücüler, B-blokerler (tansiyon ilacı), digoxin (kalp ilacı) ve kolesterol ilaçları sertleşme bozukluğuna yol açabiliyor.

Şeker Hastalığı Cinsellikte Nasıl Rol Oynuyor?

Şeker hastalarının yansı hayatlarının bir döneminde sertleşme sorunu yaşıyor. Her 3 hastadan 1’inde ise kalıcı sertleşme bozukluğu ortaya çıkıyor. 60 yaş üzeri şeker hastalarında kalıcı sertleşme bozukluğu görülme oranı yüzde 50. özellikle kontrol altına alınmamış şeker, sertleşme bozukluğu riskini daha da artırıyor. Şeker hastalığı hem penise taşınan kanı azaltıyor hem de sinir sisteminde kalıcı hasara yol açabiliyor. Son dönemde sertleş bozukluğunun şeker hastalığı içi bir belirti olduğu düşünülüyor ve sertleşme sorunuyla başvuran hastalara açlık kan şekeri düzeyi kontrolü yapılması tavsiye ediliyor.

Sertleşme Sorunu Olan Kişi Hangi Doktora Başvurmalı

Bir üroloji uzmanına başvurmalı. Aldıkları uzmanlık eğitiminden sonra devam ettikleri eğitim üroloji uzmanlarına sertleşme sorunu için gerekli bilgiyi sağlar. Ayrıca üroloji uzmanları son 10 yıldır kadın cinsel sağlığı konusunda da bilimsel araştırmalar yapmaya ve hasta kabul etmeye başladı. Üroloji uzmanları sertleşme sorunu olan hastayı değerlendirdiklerinde gerekirse diğer alanlardaki uzmanlardan görüş isteyebilir.

Cilt Bakımı Nedir?

Issız bir adada cildimin bakımı için yanımda olmasını isteyeceğim tek ürün nemlendiricidir.Derimin neme gereksinimi vardır.Aşağı tabakalardan kalkıp yukarı tabakalardan buharlaşan nem sürekli yok olmaktadır.Buharlaşma hızı çevredeki havanın nem miktarına bağlıdır;hava çok nemliyse buharlaşma yavaş olacaktır.Çok kuruysa, ya da rüzgarlıysa(rüzgarın kurutucu etkisi vardır) daha hızlı olur.

Cildi nemli tutmanın iki yolu vardır.Biri cildi nemlendirmek , öteki de nem kaybını önlemektir.Birincisi çok zordur;hangi tür nemlendirici kullanırsanız kullanın etki çok kısa süreli (yalnızca 30 dakika kadar) olacaktır.Öte yanda, nem kaybını önleyen nemlendiriciler çok daha yararlıdır.Son zamanlarda yağ bezlerinin doğal salgısına benzeyenler yapılmıştır;bu maddeler nem kaybını önlemekte önemli bir engel oluşturmaktadır.

Cilt bakımı üzerine asılsız söylentiler

Sağlıklı bir cilt için tamamen gereksiz oldukları halde tarafından benimsenmiş olan bazı bakım yöntemleri vardır.

Yağ: Sağlıklı ve esnek bir cilt için gerekli değildir.Cilde yararlı olan tek yağ, yağ bezlerinin salgısı olandır.Birçok sabunun içinde bulunan zeytinyağı da dahil, öteki tüm yağlar deri için yararsızdır.

Masaj: Masajın ya da egzersizin hiçbir biçimi deri için gerekli değildir.

Derin temizleme: Derin temizleme de, ölü hücrelerden kurtulmak için yapılanlar da tamamen gereksizdir.

Yüz maskeleri: Bunlar da fazlalıktır.

Yağlı yiyecekler ve kahve: Bunlar deriye zarar vermez.Öte yanda, özel rejimler de çok yararlı değildir.

Uyku: Sağlıklı bir cilt için olmazsa olmaz değildir.

Cilt bakımı için ipuçları

Aynı zamanda iki tür nemlendirici iki tür nemlendirici kullanın.Bir tanesi deriye derhal giren ve geçici bir süre nemlendiren hafif bir krem,öteki ise, nem kaybına engel olacak daha yağlı bir madde olmalıdır. Güneş altında kalmayın; geniş kenarlı bir şapka giyin, güneşten yanmayın, ama ilginç olun. Mutlaka yanmak istiyorsanız, yapay güneş yanığı sağlayan kremlerden kullanın Makyajın gözenekleri tıkadığını anlatan masalları unutun; makyaj yapın
Makyaj yaparken de, makyajı temizlerken de bunu yukarıya doğru hareketlerle yapın.Yerçekimi cildinizi sürekli aşağı çekmektedir; parmaklarınızla bu güce karşı koymaya çalışın.

Windows 8 Parola Değiştirme ve Kaldırma

Windows 8′de alışa geldiğimiz bazı özellikler daha da basitleştirildiği için işlem yapması biraz karışık gelebiliyor. Mesela bunların arasında Windows 8 Parola değiştirme işlemi vardır. Windows 8 ‘in önceki yayımlanan sürümlerinde değişik bir arayüze sahipti. Windows 8 için işletim sisteminde yalnızda hesabı bulunan kişilerin kullanmasına izin vermeniz gerekiyorsa bunun için parola koymalısınız. Bu şekilde bilgisayarınıza girişleri engellemiş olursunuz. Peki şifre ile açmak artık canınızı mı sıkıyor o zaman size windows 8’de parola kaldırma işlemini anlatalım. Windows 8 parola kaldırma işlemini yapmanız için windows + R tuşlarına basınız daha sonra karşınıza gelen ekranda netplwiz yazınız. Daha sonra gelen ekranda “Users must enter a user name and password to use this computer” kısımında bulunan tik işaretini kaldırın ve OK tuşuna basınız. Artık windows 8 giriş parolasını kaldırmış oluyorsunuz. Konuyla ilgili soru ve sorunlarınız varsa alt tarafta bulunan yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Windows 8 PAROLA işlemleriniz ve diğer tüm sorularınız için lütfen iletişim bölümünü ya da yorum bölümünü kullanınız. Sorularınız en kısa sürede cevaplanacaktır.

BILGEDESEN nickli takipçimizin talebi doğrultusunda alternatif Windows 8 Parola Kaldırma yöntemi ekliyoruz. Yukardakilerden sonuç alamayan arkadaşlar bu adımları denesinler.

1- Windows + x tuşuna birlikte basıyoruz.

3- Komut ekranı karşımıza gelecektir.

4- Bu ekranda bulunan komut satırına control userpasswords2 yazıp Enter tuşuna basıyoruz.

5- Kullanıcı hesapları isimli bir ekran karşımıza gelecektir.

6- Bilgisayar kullanıcıları kullanıcı adı ve parola girmek zorundadır kutucuğunun karşısındaki tiki kaldırıyoruz.

7- Daha sonra bilgisayarı yeniden başlatıyoruz.

Artık açılışlarda parola sorma işlemi iptal oluyor.

İçmelerin Faydaları Nelerdir?

Yeryüzündeki sular, yeraltına inerken hem toprağı süzerler hem de birçok minerali de kendi içlerinde çözerek toprak altına doğru ilerlerler. Daha sonra bu sular çeşitli yeraltı hareketleri sebebiyle tekrar yeryüzüne çıkarlar. Bu tür sulara kaplıca denir. Yeraltından çeşitli mineraller barındırarak yeryüzüne çıkan kaplıca sularının içilebilir olanlarına da içmeler denilir. Hemen hemen her kaplıcanın suyu içilebilmektedir.

İçmeler Hangi Hastalıklara İyi Gelmektedir?

Doğada bulunan şifalı suların içilmesi, başta mide – bağırsak olmak üzere, karaciğer rahatsızlıkları, diyabet gibi metabolizma hastalıkları ile böbrek ve idrar yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılırlar. Ancak bu hastalıklardan şifalı suların içilmesi ile fayda görebilmek için, öncelikle bir doktor tavsiyesi ile şifalı su kaynaklarına başvurmak gerekmektedir. Çünkü doktor, kendi hastasının vücudundaki hastalığa iyi gelecek olan bir kaplıcayı hastasına tavsiye edecektir.

Herhangi Bir Rahatsızlığı Olmayan Kişiler de İçmelerden Fayda Sağlayabilirler mi?

Tıpkı kaplıcalarda olduğu gibi içmeler de sağlıklı kişilerin vücutlarının savunma mekanizmalarını güçlendirir. Ayrıca vücut içerisinde birçok artık madde bulunur. Bu artık maddelerin temizlenmesinde de içmeler büyük faydalar sağlarlar. Ancak tabi ki bu kişilere içmelerin zararlı gelmeyeceği önceden saptanmış olmalıdır. Bunun için de hekime başvurmak gerekmektedir.

Maden Suları Nedir?

Maden suları içmelerin şişelenmiş şekilde satılanlarıdır. Her kaplıcanın suyu şişelenemez ancak şişelenebilir olan kaplıca suları şişe içerisine karbondioksit basılarak satışa sunulabilir.

Maden sularının içine karbondioksit konulmasının sebebi de hem karbondioksitin, maden sularını daha kolay içilebilir hale getirmesi hem de bu suların içinde mikrop ve bakterilerin yaşamasına izin vermemesidir.

Tercümanların Eğitiminde Daha Çok Nelere Önem Verilir?

Globalleşme ile birlikte, dünya üzerindeki sınırlar ortandan kalkmıştır. Oluşan bu yeni dünya düzeninde insanlar anlık olarak birbiriyle iletişim kurabilir hale gelmiştir. Küreselleşmeyle, uluslararası sınırların yok olmasıyla birlikte, eski çağlardan beri süre gelen çevirmenlik mesleğine talep de artmıştır. Özellikle, yirminci yüzyılın sonlarından itibaren önemi iyice anlaşılan tercümanlık, akademik bir disiplin haline gelmiştir. Dünyada örneklerinin olduğu gibi ülkemizde de tercümanlık mesleğini yapmak isteyenler, mütercim tercümanlık bölümlerinde eğitim almaktadır.

Tercümanlıkta önemli olan ilk aşama, tercümanın birbiri arasında aktarım yapacağı iki dile ve bu dillere ait kültürlere hakim olmasıdır. Pek tabi bu birikimlere sahip olabilmek de tamamen tercümanın ilgisi ve çalışmasıyla ilişkilidir. Tercümanlık, altyapı gerektiren bir meslektir.

Mütercim tercümanlık eğitimlerinde öğrenilen teorik dersler, tercümanlığın akademik bir disiplin olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra, pek çok eğitim veren kurum tercümanlıkla ilgili pratiklerin gelişmesi için de çeşitli laboratuarlar oluşturmaktadır. Teorik bilgilerin, pratiğe dönüştürülebilmesi oldukça büyük önem taşımaktadır. Bilhassa teknolojik imkanların gelişmesiyle birlikte tercümanlık bilimi de farklı bir sürece girmiştir. Kulaklık, mikrofon gibi özel ekipman gerektiren simültane çeviriler için de akademik ortamlarda sözlü çeviriler dahilinde eğitimler verilmektedir.

Her ne kadar yazılı tercüme ile sözlü tercüme aynı ailenin üyeleri olarak görülse de, hem yöntemsel olarak hem de çalışma şekli olarak birbirinden ayrışmaktadır. Bazı üniversiteler bu iki ayrı uzmanlık alanında eğitimler vermektedir.

Tercümanlık eğitiminde önemli olan, kişinin dil becerisine ek olarak dile ve o dile ait kültüre olan ilgisinin olmasıdır. Daha sonra tercümanlık eğitiminin akademik ve teorik bilgisiyle oluşmuş alt yapıya ek olarak tercümanın aralıksız kendisini yetiştirmesi, genel kültürünü arttırması gerekmektedir. Tercüman, uzmanlaşmak istediği sözlü yahut yazılı tercüme alanlarına göre kendine bir yol çizmeli ve atacağı adımları bu hedefe göre belirlemelidir.