Kadın Hastalıkları Ve Kadın Doğum Doktoru

Kadın Hastalıkları Nelerdir?

Günümüze kadın doğum doktoru ve uzmanların hem teşhis hem de iyileştirme sürecinde aktif olarak rol aldığı birçok kadın hastalığı mevcuttur. Bunlardan ilkini ”vajinismus” adı verilen ve çok sık rastlanan hastalık oluştuyor. Bu hastalık psikolojik ve fiziksek kökenli olabiliyor. Bu nedenle sıkıca araştırılıp nedenine göre bir iyileşme takviminin belirlenmesi gerekiyor. Kısacası vajinismus kendisini sıkmakta olan rahim duvarlarının cinsel ilişkiye izin vermemesi anlamına gelmekte. Kimi durumlarda kilitlenme durumları ile de karşılaşılmaktadır. Özellikle Türkiye’de en sık rastlanan kadın hastalıklarından biridir.kadın hastalıkları uzmanı, kadın doğum doktoru, kadın doğum uzmanı

 Çoğunlukla kökeni psikolojik ve kaygı dozlarıdır. Tedavisinde terapi ve ilaçla tedavi yöntemleri kullanılır. Miyom da kadın doğum doktoru ve uzman hekimlerin radarında olan bir diğer kadın hastalığıdır. Bu hastalık genel olarak 40 yaş üstü kadınlarda sıklıkla görülür. Bir tür rahim tümörü olan bilinen miyom rahatsızlığının birçok psikolojik yaptırımı olabilmektedir. Geceleri terleme ve depresyon en sık rastlanan belirtileri arasında gösterilir. HPV enfeksiyonu da son on yıl içerisinde en fazla gözlemlenen kadın hastalıklardan bir diğerini gösterir.

İlk aşamalarında sadece siğil olarak kendini gösteren bu sinsi hastalık ileri aşamalarda rahim ağzı kanserine kadar gidebilir. Bu nedenle erken teşhis son derece önemlidir. Aynı zamanda herhangi bir şüphe unsuru bulunmasa bile kadınların yılda bir test yaptırmaları ve kendilerinde HPV enfeksiyonu olup olmadığına baktırmaları gerekmektedir.

  Kadın Hastalıklarının Çıkış Nedenleri

Kadın hastalıklarının çıkış nedenleri olarak ilk sırada genetik kodlar yer alır. Birçok kadın hastalığı aileden kendisine bulaşmaktadır. Bunun dışında korumasız cinsel ilişki de çeşitli mantar ve siğil oluşumlarını direkt olarak tetikler. Aynı zamanda hijyen kurallarına dikkat etmemek, kalitesiz kimyasal temizleyiciler kullanmak ve içerisinde fazla oranda pamuk bulunduran iç çamaşırları giymek de hastalıkların çıkış nedenlerini oluşturur.

 Kadın Doğum Doktorlarının Görev Alanları

Birçok hastanede ve sağlık kuruluşunda aktif olarak görev alan kadın doğum doktoru uzmanlarının birçok farklı görevi bulunmaktadır. Kadın hastalıklarının teşhisi ve tedavisinde etkin olarak rol alırlar. Gerekli gördükleri takdirde ilaç yazma özgürlüğüne sahiptirler. Özellikle psikolojik kaynaklı rahatsızlıklarda hastalarını başka bölümlere yönlendirebilirler. Çeşitli ameliyatlara girmek de görevler arasında bulunur.

Genç Görünmek İçin Neler Yapılabilir?

Sizlere bu yazımızda genç görünmenin yollarını ve genç kalma yöntemlerini anlatacağız.

Genç Görünmenin Önemi

Her kadın için büyük önem taşıyan güzellik, yaşlanma belirtilerinin baş göstermesi nedeniyle sekteye uğrar ve ciddi özgüven kırıklıkları meydana gelir. Ancak unutulmamalıdır ki her yaşın kendine özgü bir güzelliği vardır. Aynaya her baktığınızda, her yeni yaşınızı sevinç ve mutluluk ile karşılamanız gerekir. Şimdi sizlere anlatacağımız yöntemler ile, olduğunuzdan çok daha genç görünme fırsatı yakalayacaksınız.genç görünmenin yolları, nasıl genç görünülür, genç kalmanın yolları

Neler yapılabilir?

Cildimizde ilk yaşlanan yer yüz bölgesi olur. Bunun sebebi soğuktan ve sıcaktan en fazla etkilenen yer olmasıdır. Güneşin bizlere sağladığı D vitamini oldukça yararlıdır. Ancak fazla maruz kalınması halinde cildi kurutur ve çok hızlı yaşlandırır. Bu nedenle düzenli olarak güneş kremi kullanmayan kadınlarda yaşlanma belirtileri çok daha hızlı ortaya çıkmaktadır. Yüzde ise en hızlı kırışmaya başlayan bölgeler şakaklar ve göz altlarıdır. Bunu sebebi cildimizdeki doğal yağların azalmasıdır. Bu tip yaşlanama belirtileri uzman bir el tarafından hızlı ve sağlıklı bir şekilde toparlanabilir. Yaptıracağınız küçük bir cerrahi operasyon olan dolgu yöntemi ile hızlıca çok daha genç görünmenin yollarından birini halletmiş olursunuz. Diğer bir hızlı yaşlanma belirtileri gösteren bölge ise göz kapaklarıdır. Bu bölgeye de çok rahat bir şekilde yağ enjekte ettirebilirsiniz.

Küçük de olsa cerrahi operasyonları sevmiyor olabilirsiniz. Bu gibi durumlarda sizlere önereceğimiz basit genç kalma yöntemleri bulunmaktadır. Kaşlarınızı şekillendirirken daha keskin hatlar tercih ederseniz, gözleriniz çok daha çekik gözükecektir. Bu da sizleri çok daha genç ve dinç gösterir. Eğer kaşlarınız yıllar içerisinde çok inceldiyse ve şekil vermek sizler için zor hale geldiyse, kaş kontür denilen basit bir boyama işlemini tercih edebilirsiniz. Doğal ve kalıcı kıl tekniği ile yapılan bu işlem sonucu çok daha doğal ve kalın kaşlara sahip olursunuz. Uzman kişiler tarafından yapıldığı zaman yüz şeklinize göre de ayarlanacağı için oldukça kusursuz bir görünüm elde edebilirsiniz. Unutulmamalıdır ki kaş yüzde en çok dikkat çeken bölgelerden biridir ve yüz hatlarınıza yakışan doğal bir kaş kadar sizleri genç gösterecek bir şey yoktur.

Mide Küçültme Ameliyatı Sonrasında Neler Yapılmalı?

Obezite Dünya Sağlık Örgütü tarafından hastalık olarak tanımlanan ciddi bir sağlık sorunudur. On yıl öncesine kadar obeziteden kurtulmanın tek yolu, diyet ve egzersiz olarak görülürken, modern tıp ve teknolojideki gelişmelerle birlikte, obezite cerrahisi kolaylaşmış ve böylece morbid obezlerin sağlıklarına kavuşabilmeleri için bir seçenek haline gelmiştir.mide küçültme ameliyatı, mide küçültme ameliyatı yapımı, mide küçültme ameliyatı nasıl yapılır

 Mide Küçültme Ameliyatı Nedir?

 Mide küçültme ameliyatı, obezite cerrahisi kapsamına giren ameliyat türlerinden bir tanesidir. Hastanın midesinin yaklaşık %90’ının alınması, böylece hastanın az yemesi ve zayıflaması hedeflenir. Bu ameliyat türünün kısa vadede başarılı olacağı kesindir. Hastalar ameliyattan sonraki ilk 18 aylık süreçte fazla kilolarının yaklaşık %70’inden kurtulmaktadır. Mide küçültme ameliyatı yapımı ameliyat sırasında herhangi bir komplikasyon oluşmadığı takdirde, yaklaşık bir saat sürmektedir. Karın bölgesinde açılan dört delik ve bu deliklerden içeri sokulan kamera ve robotlar sayesinde gerçekleştirilmektedir. Herhangi bir komplikasyonun ortaya çıkması halinde, açık ameliyata dönüştürülebilmektedir. Fakat komplikasyonların söz konusu olma durumu oldukça nadirdir.

 Ameliyattan Sonra

 Mide küçültme ameliyatı obezlerin sağlığına kavuşabilmesi için önemli bir araç, iyi bir yardımcıdır. Fakat obezite cerrahisinin uzun vadede başarıya ulaşabilmesi, yalnız hastanın elindedir. Mide büyüyebilen bir organdır. Hasta kurallara uymadığı ve yeme bozukluğundan kurtulamadığı takdirde, ameliyatla bir çay bardağı ebatlarına getirilen midesini, tekrar eski haline döndürebilir.

 Midesinin küçük olduğu süreci iyi değerlendirip, yiyeceklerle olan sağlıksız ilişkisini düzene sokmamışsa, 18. ayın ardından kilo almaya başlayabilir ve birkaç yıl içinde eski haline dönebilir. Mide küçültme ameliyatı yapımı tekrarlanabilmektedir. İkinci kez uygulanan mide küçültme ameliyatları revizyon operasyonu olarak anılmaktadır. Fakat ikinci ameliyatın riski birinci ameliyata oranla çok daha büyüktür.

 Neler Yapmalı?

 Ameliyattan sonra, bir ay kadar bir süre midede kaçak oluşması ihtimali bulunmaktadır. Midede kaçak oluşmaması için ağır kaldırmaktan, ani hareketlerden, sıvı döneminde katı tüketmekten ve hızlı yemekten uzak durulmalıdır. Yeme bozukluğundan kurtulabilmek için bu alanda deneyimli bir terapistten yardım alınmalı ve kilo verme sürecine bir diyetisyen eşliğinde devam edilmelidir.

 Mide küçültme ameliyatı sonrasında altı ay kadar bir süre gaz yapan her türlü yiyecekten, bir yıl boyunca alkolden ve gazlı içeceklerden uzak durmak gerekmektedir. Midenin büyümemesi için doygunluk hissi oluştuğu an yemeyi bırakmak ve katıyla sıvıyı aynı anda tüketmemek oldukça önemlidir.

Pire ilaçlaması nasıl yapılır?

Derisi çok sert ve bölmeler halinde olan pire, üzerlerinde bulundukları canlıların kanlarını emerek besin ihtiyaçlarını karşılarlar. İnsan, hayvan gibi canlılar üzerinde yaşayan pire, arkadaki iki bacağı sayesinde boyundan 200 m yükseğe zıplayabilmekte olduğu için istedikleri yerlere istedikleri zaman geçebilirler. Halk arasında bu zıplama özelliğinden dolayı kanatlı oldukları ve uçtukları bile düşünülür. Kişilerin vücut sıcaklıklarına göre yaşam alanlarını seçen pire, bir kişiyi günde 5-6 kez ısırabilir. Pireler, ısırdıkları yerlerde yanma, kızarıklık ve kaşıntı hissi uyandırır. Kaşınmayla birlikte kabarıklık oluşur. Vücut hassaslığına göre kaşınmanın getirdiği birçok kalıcı yara ya da alerjik hastalıklar da oluşabilir. Bu tür durumlarda kesinlikle bir hekime başvurularak tedavi başlatılmalıdır. Pire, sürekli kan emen canlı olduğu için kişilere temasları ile pis kanları kolayca bulaştırabilir ve bu durumda veba, virüs, dizanteri gibi hastalıkların habercisi olabilir. Kişi sağlığı açısından ciddi sorun olan pire ile mücadele hiç kolay değildir. Ufak olması sebebiyle gözle görülmesi, fark edilmesi zor olan pirenin, kişiler tarafından yakalanmasını da bir o kadar zordur. Teker teker yakalanmaları imkansız olan pireler, günümüzde pire ilaçlama firmaları tarafından yapılan pire ilaçlama yöntemleriyle kolayca yok edilebilmektedir.pire ilaçlaması, pire ilaçlaması yapımı, pire ilaçlama işlemi

Pire türlerinin yaklaşık 1500-1600 tane olduğu bilinmektedir. Çok fazla olan pire türleri, yaşadıkları alanlara göre de isim alırlar. En bilinenleri ise; kedi piresi, köpek piresi, insan piresi, güvercin piresi, pamuk piresi gibi türleridir. Anlaşıldığı üzere hayvanların üzerlerinde de yaşamlarını sürdüren pireler, kendileri için özellikle daha sağlıksız, besinsiz hayvanları seçerler. Sokak ve kümes hayvanlarında daha sık rastlanır. Kişilere de geçebildikleri için ciddi zararlar oluştururlar. Sağlıksız hayvan kanlarıyla beslenip, sağlıklı kişiye temas etmeleri, bulaştırdıkları virüs ile oluşabilecek hastalık problemlerinin ciddiyetini de arttırır. Hayvan besleyen ya da çiftlik sahibi olan kişilerin daha dikkat etmeleri gereken pire sorunu, pire ilaçlama firmaları tarafından çözülebilir. Evcil hayvan sahibi olan kişilerin pire görmeleri durumunda kesinlikle hayvanlarına veteriner kontrolünde tedaviler başlatmalıdır. Ayrıca pirenin zıplama özelliği göz önüne alınarak da evde ilaçlama uygulatmaları, önlem alınması açısından mantıklı olacaktır. Yine çiftlik sahibi olan kişilere daha çabuk bulaşabilecek olan pire için de ayrı bir yöntemle uygulanan pire ilaçlaması kesin çözümdür.

Yumurtlayarak çoğalan pire üremeleri çok sık ve hızlıdır. Dişi pire yumurtlayabilmek için mutlaka kana ihtiyaç duyar. İnsan ve hayvandan kan ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra evin kuytu bölümleri olan koltuk, mobilya, yatak içlerine yumurtalarını bırakan pire, günde yaklaşık 18-20 adet yumurta bırakabilir. Ortamın sıcaklığına bağlı olarak açılma hızı da değişen pire yumurtaları, eğer ortam sıcaksa daha kısa süre de açılır. Başta önlem alınmaması durumunda pirelerin hızlı üremesi, evin her bir yanında olabilme risklerini arttırır. Bu nedenle, en ufak belirti karşısında pire ilaçlama firmaları tarafından alınacak yardım çok önemlidir. Pire ile mücadele için yapılacak olan pire ilaçlaması doğru yapıldığında her zaman kesin sonuçlar alınacaktır.

Pire türlerinin çok fazla olduğundan ve en bilinen türlerinden bahsetmiştik. Kısaca bu türleri açıklayacak olursak şöyle sıralayabiliriz.

İnsan Piresi: Adından da anlaşılacağı üzere insan üzerinde bulunur ve insan kanı emerek beslenir. Diğer türler arasında en ufak olanıdır. Kan emdiği sırada verdiği acı hissiyle varlığını anlayabilirsiniz. Ayrıca pire, kan emdiği yerlerde pisliklerini bırakır. Pire pisliği insan elbiselerinde, eşyalarında kahverengi lekeler bırakır. Bu durumdan da pire olup olmadığı anlaşılabilir. Pire bulunma durumunda pire ilaçlama firması ile irtibata geçilmelidir.

Köpek Piresi: Köpek piresi köpek üzerinde bulunduğu gibi sincap, kunduz, tilki, yaban domuzu, tavşan gibi hayvanlarda da görülebilir. Diğer pire türleri gibi üzerlerinde bulundukları canlıların kanlarını emerek besin ihtiyaçlarını karşılar. Bu pireler insana da geçebilir ve insan piresine göre kişiyi ısırdığında daha fazla can acısı hissettirir. Köpek piresi bulunduğunda muhakkak bulunduğu alana yakın yerler de ilaçlatılmalıdır.

Kedi Piresi: Kedi üzerinde bulunan kedi piresi, diğer hayvanlar üzerinde de bulunmakla birlikte insanlarda da görülür. Kedi üzerinde, kedi kanıyla beslenen bu pire türü, karnını doyurduktan sonra yumurtalarını bırakmak için kedi üzerinden başka yerlere atlar ve yumurtaları için uygun yeri belirler. İnsan kanından da beslenebilen kedi piresi, kedi üzerinden aldığı mikropları insanlara bulaştırıp sağlık sorunlarına sebep olabilir. Evde evcil hayvan olarak kedi bulunuyorsa, pire için veteriner kontrollerine sık sık gidilmeli, önlemler alınmalıdır.

Pamuk Piresi: Pamuksu kozaları olan bitkiler üzerinde yaşayan pamuk piresi adını da bu sayede almıştır. Hayvan ve insan kanı emmeyen bu pire türü, bitkilerin yeni filizlenmiş sürgülerini ya da taç yapraklarını kemirerek yer. Besin ihtiyacını bu şekilde karşılayan pamuk piresi, bulaşmış olduğu ekinlerin verimsiz olmasına ve ürünlerinin kalitesinin düşmesine sebep olarak büyük zararlar oluşturur. Pamuk piresine rastlanıldığı durumlarda pire ilaçlama hizmeti sunan ilaçlama firmalarına başvurulmalıdır. Pamuk piresi ile mücadele için pire ilaçlama firmaları genelde kokulu sıvı ilaçlar kullanmayı tercih ederler.

Pireler, türlerine göre verdikleri zararlarda değişen hayvanlardır. Ancak sonuç olarak her bir pire türü, insan ve hayvan sağlıklarına bile zarar verirler. Bunların engellenmesi kişilerin kendi çabalarıyla olabilecek bir durum değildir. Bu nedenledir ki pire ile mücadele için size en çok yardımcı olacak kuruluşlar pire ilaçlama firmalarıdır. Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ilaçlar kullanan, alanlarında uzman, eğitimli kadrolarla çalışan firmamız size pire ilaçlaması konusunda gereken her türlü desteği verecektir.

Egzama Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

Egzama ilaçları kaşıntıyı önleyici şuruplar, cildi yumuşatmak için kullanılan nemlendirici kremler ve iltihaplı egzamalar için kullanılan antibiyotiklerdir. Bu ilaçların yanı sıra destekleyici olarak bitkisel tedavi yöntemleri de uygulanmaktadır. Egzama hastalığı basit bir hastalık olduğu gibi tedavi seçenekleri çok fazla olan bir hastalıktır. Tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalık olmaması insanların içini rahatlatmaktadır. Egzama için ilaç kullanılırken hijyene de dikkat edilmelidir. Kullanılan ilaçlar arasındaki kremler kortizon içermesi sebebi ile uzun süre kullanımlarda deride tahrişe sebep olmaktadır. Egzama tedavisi mümkün olan ve geçici bir hastalıktır. Bulaşıcı ve tehlikeli olmadığı için hastane tedavisi gerektirmez. Ancak kaşıntı ve görüntüsü ile çok rahatsız edici bir hastalıktır. Egzama hastalığı nedir, bunun basit ve bulaşıcı olmadığını, hiçbir tehlikesinin bulunmadığını ve çözümlerinin çok fazla olduğunu söyleyebiliriz. Egzama hastalığında önemli olan çok fazla kaşıyarak çatlakların oluşturulması daha fazla bölgeye yayılmasına sebep olur. İlk olarak kaşıntının kesilmesi hastalığı kontrol altına almak demektir. Egzama hastalığının birçok tedavi yöntemi olduğunu açıklamıştık. Bunlardan biri de bitkisel tedavilerdir. Egzamanın bitkisel tedavisinde kullanılan kremler ve kürler hastalıkta çok iyi sonuçlar vermektedir. Bitkisel tedavide kullanılan Kudret narı özellikle tavsiye edilmektedir. Allerjik egzama da hastalığın başka bir çeşididir. Genellikle kaşıntı, döküntü ve cilt kuruluğu belirtileri ile kendini göstermektedir.egzama tedavisi, egzama ilaçları, egzama tedavisinde hangi ilaçlar kullanılıyor

En önemli sebebi ise gıdalardır. Bu konuda sorumlu tutulan ise inek sütü ve yumurtadır Bu egzamalarda öncelikle hastanın hangi besine karşı alerjisi olduğu tespit edilir ve ona göre tedavi uygulanır. Her egzama da olduğu gibi hastanın rahatlaması açısından önce kaşıntının kesilmesi gerekir. Egzama şifalı bitkiler tedavisi ile de kolayca geçmektedir. Doğanın mucize bitkilerle dolu olduğunu biliyoruz. Son yıllarda bu konu çok araştırılmış ve hastalıkların tedavisinde yardımcı ürün olarak kullanılmaya başlanmıştır. Egzama hastalığının tedavisinde kullanılan ve şifa kaynağı olan bitkileri şöyle sıralayabiliriz. Kudret narı, kırmızıbiber, hindiba, Margarit, karabiber, menekşe, badem, şalgam, ayva ve soğan önerilmektedir. Bitkisel tedavide de önerilen ölçülerde kullanılması gerekir. Az ya da fazla kullanılması hastalığın tedavisinde çözüm olmayacaktır.