anne-çocuk | Erovizyon

Bebek Bakmaktan Bunalan Annelerin Yapması Gerekenler

Bebek bakmak her ne kadar bebeğe bakmak gurur verici bir his olsa dahi kolay bir iş değildir. Bebek bakımının da kendi içinde zorlukları vardır. Zaten annelerin birçoğu o yüce annelik duygusundan dolayıdır fazla etkilenmeden bu süreci kolaylıkla atlatabiliyor. Fakat bu durum bazı anneler için o kadar da kolay olamaya bilir. Zaman geçtikçe bazı anneler için sıkıntı verici veya bunatıcı bir işe dönüşebilir. Sürekli olarak her gün aynı şeyleri yapmak ya da yorucu işlerin de olması annelerin bazılarını yıpranmasına sebep olabilir. Bilhassa hamilelikten önce sürekli çalışmış bir anne için bu durum iyice sıkıcı olabilmektedir. Bu dönemlerde bazı önlemler alınarak durum iyi şekilde atlatılabilir. Ancak gün içinde kendisi için veya haftanın belli bir günü boş vakit ayarlayabilir. Ayırdığı o vakitte tamamen kendinize yoğunlaşa bilirsiniz.

Bebekle İletişim Halinde Olun

Günlük yaşamda sıklıkla meydana gelen çeşitli aktivitelere bebekle iletişim halinde olarak katılabileceğiniz vakitleri farklı şekillerde değerlendirebilirsiniz. Gün içinde bebeğinizle gezinti ve ya alışverişe çıkarak eğlene bilirsiniz. Fırsatlar sağlayarak kendinizi geliştirebilirsiniz. Kimi zaman eşinizin mesela hafta sonu tatilde olduğu bir günü eğitim faaliyetine yönelebilirsiniz. Bu tür kurslara yazılarak kafanızı dağıtabilirsiniz. Sosyal etkinliklere gönüllü olarak katılıp kendinizi rahat hissedeceğiniz ortamlar sağlayabilirsiniz. Veyahut daha sağlıklı bir vücut için ya da hamilelik boyunca aldığınız kiloları verilmesi için düzenli olarak spor yapılabilir. Sizin için bu da iyi bir aktivite olacaktır. Daha farklı önerimiz ise evde bulunduğunuz durumları daha fazla güzelleştirebilir yani daha keyifli bir hale getirebilirsiniz. Örneğin sevdiğiniz filmlerden alıp seyrederken kendinizi iyi hissedebilirsiniz.

Daima Pozitif Olun

Kitaplardan ilginizi çekenleri okuyarak kendinizi farklı olay ve kurguların içinde bularak dinlene bilirsiniz. Bebeğin bakımını ihmal etmek istemiyorsanız evde kendinizi iyi hissedebileceğiniz fikirler üretebilirsiniz. El becerilerinizi geliştirecek sizi rahatlatacak durumları sağlaya bilirsiniz. Oldukça değerli ve bir o kadar yüce olan o duygu bebek sahibi olma hissinden ziyade bir anne olarak siz de çok anlamlı olduğunuzu unutmayınız. Sıkıldığınız ya da bunaldığınız zamanlarda bazı ufak şeyleri yaparak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Kısacası daima pozitif olmaya kendinizi odaklamalısınız.

Emeklemeye Başlayan Bebekle İlgilenme

Bebekler emeklemeye başlarken, onlar için hazırladığımız alanları terk eder ve evin diğer alanlarını keşfetmeye başlarlar. Mutfak, yeni keşif alanları arasında ilk sırada yer alıyor.

Çünkü mutfak, evde bebekle vakit geçiren annenin veya bakıcının gün boyunca en fazla zaman geçirdiği yerdir. Bebek ayrıca annesiyle birlikte mutfakta vakit geçirmek istiyor ve mutfakta yer bırakmıyor.

Özellikle çocukların çıkarları arasında tencere ve tavalar vardır. Ebeveynler çocukları için ev oyuncakları satın alsalar da, çocuklar bu oyuncaklarla oynamak yerine gerçek tencere ve tavalarla oynamayı tercih ediyorlar.

Çünkü mutfak eşyaları ve mutfak eşyaları hayatın ta kendisidir. Çocuk yemek, bir salata yapmak hayal ediyor. Yaptığı yemek tarafından servis edilir. Bunu yaparken her zaman annesini gözlemliyor ve modeli alıyordu. Onun gibi yemek yapar, onun gibi karıştırır, salatayı onun gibi yapar.

Bütün bunlar çocuk gelişimi için önemli anlardır. Çocuğun cinsiyeti burada önemli değil. Çocuk veya kız ya da erkek olsun, mutfak eşyaları oynamak ve annesini modellemek, yaşamı öğrenmek için önemli faydalar sağlar. Peki bu faydalar nelerdir:

Çocuk bağımsız hale gelir.

Özgüven artar.

Büyük kas ve küçük kas gelişimi desteklenir.

Yaratıcılık ve hayal gücü yaratıcı oyunlarla gelişir.

Sorumluluk becerileri gelişir.

Başlamış olan işi bitirme becerisi gelişir.

Günlük yaşam becerilerini öğrenir.

Gelecekte basit yiyecekler hazırlamak için temel atıyor.

İşbirliği ve dayanışma gibi pro-sosyal beceriler gelişir.

Ailelere Öneriler:

Çocuğunuz mutfağa girdiğinde, onu mutfaktan acele etmeyin.

Aksine, merak ettiği ve keşfetmek istediği bu alana girmesine izin verin.

Çocuğunuza sormadan çocuğunuzdan “kabini açmasını, tencereleri oradan çıkarmasını” isteyerek daha önce keşfetmesini sağlayın.

Çocuğunuzun boyunda kırılacak veya çocuğunuzun güvenliğini tehdit edecek hiçbir eşya koymayın.

Çocuğunuzu yaptığınız işe dahil etmeye çalışın. Örneğin bir salata yapıyorsanız, ona birkaç marul yaprağı verin ve yırtmalarını izleyin. Salataya aldığı marul yapraklarını ekleyin.

Çocuğunuza sorumluluk vermek ve onun yaptıklarından hoşlanmamak, kendine güven için olumsuz sonuçlara yol açabilir.

Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine göre gerçek mutfak çalışmalarına katıldığından emin olun. Örneğin, çorbayı pişirirken çorbayı karıştırın, kek yaparken yanlışları ve malzemeleri çırpın.

Mutfak söz konusu olduğunda da kazalar kaçınılmazdır. Su dökülebilir, un dökülebilir, tencere ve tavalar yok edilebilir. Bu tür kazalarda, aniden ve sertçe ve suçlayıcı bir şekilde konuşmamaya dikkat edin.

“Neden döküldün, sana dikkat etmeni, çabucak çıkmanı, seni görmeme izin vermedim” gibi ifadeler çocuğunuzun başarı duygusunu azalttı ve suçluluk duygusunu artırdı.

Çocuğunuzu dikkatli olması için uyardığınızda, çocuğunuzu “dikkat et” gibi suçlayıcı bir şekilde uyarmak yerine “Dökmemeye dikkat edin” gibi daha yapıcı bir şekilde uyarabilirsiniz.

Doğum Kontrol Yöntemleri Nelerdir?

Üreme kanalının bağlanması yöntemi; erkek sperm hüclerinin dışarı çıkmasına mani olmak suretiyle uygulanmakta olan bir doğum kontrol yöntemidir. Bu uygulamada erkeğin boşalması esnasında dışarı atacağı spermler engellenmektedir. Bu durumu erkeğin boşalamaması gibi düşünmemek gerekir. Erkek üreme hücreleri, boşalma anında normal şartlarda sıvının içerisinde bulunmaktadır ancak bu yöntem uygulandığında spermler tutulur ve geriye kalan sıvı dışarı atılır. Bu nedenle erkek eşi ile korunmadan cinsel ilişkiye girse dahi, boşalması esnasında partnerinin yumurtalıklarına herhangi bir sperm gönderemeyeceğinden hamilelik söz konusu olamaz. Tıp dilinde vazektomi olarak adlandırılan, üreme kanalının bağlanması yöntemi de, tıpkı kadınlarda uygulanan tüplerin bağlanması yöntemi gibi ameliyatla gerçekleştirilir. Bu yöntemi uygulayan erkeğin tekrar çocuk sahibi olabilmesi oldukça güçtür. Bu sebeple doğum kontrol yöntemi adına, üreme kanalını bağlatmayı düşünen erkek yeniden çocuk sahibi olamamayı göze almalıdır.

Tüplerin bağlanması olarak adlandırılan doğum kontrol metodu, ameliyatla yapılan, yüksek oranda başarı sağlayan bir korunma yöntemidir. Bu yöntemde esas alınan nokta, spermin yumurtaya taşınmasını sağlayan kanalların tıkanmasına dayanmaktadır. Tüplerin bağlanması yöntemi, başarı oranı oldukça yüksek olsa dahi bazı devantajları mevcut bulunmaktadır. Bunlar;

Operasyonun ameliyatla gerçekleştirilmesi; doğum kontrol noktasında gelişen teknoloji ile birlikte birçok yöntem basit bir şekilde gerçekleştirilebilirken tüplerin bağlanması yöntemi ameliyata dayanmaktadır.
Operasyonun ameliyatla gerçekleştirilecek olması, maddi külfete neden olur.
Bu yöntem ile doğum kontrolünü sağlayan kadınların tekrar hamile kalma ihtimali oldukça düşüktür.

Tıkanan kanallar açılsa dahi tekrar hamile kalma olasılığının düşük olması, tüp bebek yöntemine itebilir. Tüplerin bağlanması yöntemi hem ameliyatla gerçekleştirilmesi hem de yeniden bebek sahibi olmayı engellemesi sebebiyle pek tercih edilen bir doğum kontrol metodu değildir.

Yapılan istatistiksel araştırmalar ülkemizde kadınların %10’unun adet döneminde dahi cinsel ilişkiyi terk etmediğini göstermektedir. Dini açıdan doğru olmayan bu davranış biçimi sağlık açısından da doğru değildir. Kadınların adet dönemlerinde cinsel ilişkiye girmelerindeki en büyük etken de bu dönemde hamile kalmayacaklarına dair gelen inanış biçimidir. Ancak bu inanış gerçeği yansıtmaz. Kadınların yumurtlama dönemlerinde ki sarkmalar sebebiyle ayrıca adet döneminde dahi olgunlaşmış ve döllenmeye hazır yumurtalar üretebilmeleri sebebiyle adet dönemlerinde nadiren de olsa hamilelik söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle adet dönemlerinde cinsel ilişkiye giren kişilerin korunma yöntemlerini bırakmamaları gerekir. Adet döneminde cinsel ilişkiye girenlerin dikkat etmeleri greken bir diğer husus da hijyen kurallarıdır. Çünkü bu dönemde cinsel ilişkiye girilmesi kadının enfeksiyonel hastalıklar kapmasına neden olabilir.

Çocuklarda Doğuştan Kalp Hastalıkları

Çocuklarda Doğuştan Kalp Hastalıkları
Son dönemde yüzdelik olarak bakıldığında bir artış olduğu söz konusu olan çocuklarda doğuştan kalp hastalıkları nın henüz neden olduğuna dair kesin bir tanı koyulmuş olmamakla birlikte, genetik, annenin hamileliğin ilk zamanlarında geçirmiş olduğu bulaşıcı hastalıklar ya da kromozom hastalıklarının neden olabileceği belirtilmektedir. Genel orana bakıldığında erkek bebeklerde daha fazla görüldüğü tespit edilen kalp anomalileri içerisine hangi türden rahatsızlıkların girebileceği konusunda sizleri bu yazımızda bilgilendirmiş olacağız.

Çocuklarda Doğuştan Kalp Hastalıkları
Doğuştan Kalp Hastalıklarının Çeşitleri Nelerdir?

Tedavisi anne karnında mümkün olmayan ve doğumla birlikte bebeğin hissettiği sıkıntılardan biri olan doğuştan kalp hastalıklarının çeşitleri arasında kalpte ritim bozukluğu, kalpte delik, damar tersliği ve hipoplastik adı verilen hastalıklar bulunmaktadır.

Geçtiğimiz birkaç yıla kadar kalp hastalıklarının tedavisinde tıpta gelişmeler söz konusu değilken, son birkaç yılda, yurt dışında yapılan başarılı operasyonlara denk ameliyatlar ülkemizde de değerli cerrahlar tarafından yapılıyor. Yüz güldürücü neticelerin alındığı bu ameliyatlar sonrasında hastalığın derecesine göre normal bir yaşam sürdürmek de artık daha mümkün.

Yukarıda saymış olduğumuz rahatsızlıkların içerisinde ameliyatlarının zorluk derecesine göre daha zorlu olan hipoplastik sol kalp adı verilen, kalbin sol tarafının gelişemediği ve diğer organlara kan pompalayan damardan kanın geçişinin mümkün olmadığı durumlarda da yine artık oran olarak bakıldığında güzel gelişmelerin olduğuna rastlamak mümkün.

Çocuklarda Doğuştan Kalp Hastalıkları

Doğuştan Kalp Hastalıklarının Tedavisi

Doğuştan kalp hastalıklarının tedavisi açısından teknolojinin gelişim göstermesiyle birlikte çok boyutlu ultrason cihazları sayesinde gebeliğin 5. Ve 6. Aylarında da artık tespit edilebiliyor. Bu açıdan anne ve babalar doğum sonrası yaşanacaklara kendilerini hazırlamış ve bebeklerinin rahatsızlığı hakkında geniş bir bilgi sahibi olma imkânı buluyorlar.

Çocuklarda doğuştan kalp hastalıkları nın derecesine göre doğum gerçekleştikten hemen sonra bebeğe operasyon gerekebiliyor. Bu tür rahatsızlığı olan bebekler anne ile bağlarının biyolojik olarak koptuğu doğum anından hemen sonra nefes alıp vermede dahi sorun yaşayabilir ve renkleri de normal bir bebekten farklı olarak kül rengi olabilir. Bu hastalığın tedavisi açısından erken teşhis oldukça önemli olup, bebeklerin yaşamlarını sürdürebilmeleri açısından da hayati önem taşımaktadır.

Hamilelikte Spor ve Egzersiz

Hamilelik döneminde anne adaylarının sırt kamburluğu artış göstermektedir. Bu nedenle bu durumdaki rahatsızlıklara maruz kalmamak için aşağıda yer alan egzersiz seçeneklerini bu dönemde gerçekleştirebilirsiniz.

Hamilelikte spor ve egzersiz hareketleri oldukça faydalıdır. Özel durumlar için yinede bu dönemde egzersiz ile ilgili doktora danışarak yapılması daha uygun olacaktır. Bu dönemde özel bir sebep ve durum yoksa zaten doktorunuzda size egzersiz yapmanızı tavsiye edecektir. Egzersiz yapmaya hamileliğin Üçüncü ayından sonra başlanılması tavsiye edilmektedir.

Sıra geldi spor ve egzersiz hareketlerinin gebelikteki faydalarına.

Anne adayının yaptığı egzersiz bel ve sırt ağrılarının azalmasını, uyku probleminin en aza indirilmesine, bu dönemde kendi güveninizi kazanmanıza ve daha iyi sağlıklı hissetmenize, vücudun uğradığı değişikliklere rağmen şekil bozukluklarının giderilmesine, normal bir doğum yapılmasına sancının azalmasına, doğum bittikten sonraki süreçte vücudunuzun hızlı bir şekilde eski düzenine dönmesine, uygun kilo alımına ve bu dönemde yaşanacak olan şişkinliklerin azalmasına yardımcı olacaktır.

Normal yaşantıda sıkça yapılan spora bir başlama bir bırakma bu dönemdede fayda değil zarar sağlayabilir. Bu nedenle düzenli spor yapmanız en uygun olanıdır. Kendinize bir çizelge belirleyerek haftanın 3 gününü spor yapmaya belirli sürede yapmaya odaklamanız ve düzenli yapmanız çok iyi olacaktır.

Yapacağınız egzersiz hamile olduğunuz için kısıtlı olmalıdır, ağır hareketlerden ve egzersiz çeşitlerinden kaçınmalısınız. 2 günde bir yapacağınız spor 20 ve 30 dakika aralığında kendinizi yormayacak, nefes nefese kalmayacak, kalp çarpıntısı gibi rahatsızlıklara meydan vermeyecek şekilde yapılmalıdır. Spor yaptığınız sürece ara ara kısa dinlenmeniz ve her egzersize spora başlamadan önce kendinizi ısınma hareketleri yaparak spora hazırlamanız gerekmektedir. Egzersiz süresinin bitimine doğru yavaş ve kısa hareketlerle sporu sonlandırmanız uygun olacaktır

İlk olarak göğüs germek egzersizi, bu egzersizde ellerinizi boynunuzun arkasında birleştin ve dirseklerinizi geriye doğru itin, yaklaşık olarak 10 saniye gibi bir süre bu şekilde kalarak hareketi 1 ve 3 kez aralıklarla tekrar edin.

Omuz germek egzersizi için sağ eli üstten, sol eli alttan olmak koşuluyla ellerinizi sırtın arka bölümünde birleştirin. Bu hareketi yaptığınızda 5 ve 10 saniye arasında bekleyin, bitirdikten sonra elleri değiştirip bu hareketi tekrar yapın.

Diğer bir egzersiz çeşidinde ise ayakları omuz mesafesinde açıp ayakta bekleyiniz. Dirsekleri arkada birbirine doğru yaklaştırarak bu şekilde 5 saniye kadar bekleyiniz, bu egzersizi 5 ile 25 sefer aralığında tekrarlayabilirsiniz.

Son egzersiz çeşidi ise, bulunduğunuz ortamda bir duvar köşesi belirleyin ve ellerinizi köşenin oluşmuş olduğu duvara yerleştirin, kolları düz tutun ve öne doğru hafif hafif gerdirin.

Ne olursa olsun yapacağınız hareketleri hafif ve kendinizi yormayacak şekilde yapın. Egzersiz öncesi doktorunuzdanda bu konuda mutlaka tavsiye alın ve tavsiyelere uyun.